top of page
Ara

Makarna Konuşmaları #2


“Günler gelip geçmedeler, kuşlar gibi uçmadalar.”

16 Mart itibariyle tam bir yıldır evden çalışıyor olacağım. Herhalde geçtiğimiz yıl bu zamanlar hiçbirimizin kafasından geçmeyen, dolayısıyla konu etmediğimiz bir durumdu bu. “Geçtiğimiz yıl bu zamanlar” karşılaştırmasını 2021'e girer girmez bırakmayı düşünüyordum ve sanırım epey azalttım. Bunda, eskiye nazaran yaşadığımız durumlara ve hızlı değişimlere artık neredeyse tamamen alışmamın ve şaşırma eşiğimin arşa değmeye yakın oluşunun etkisi büyük.


Bu zamana kadar fazla şikayet ettiğimi söyleyemeyeceğim. Şükrettiğim şeylerin varlığı –yine şükür ki- daha fazla. Ama artık hayatın “eskisi gibi” olmasına ihtiyaç duyduğumu fark ediyorum. Çünkü süngümün düştüğü ve herhangi bir şeyle ilgilenmek istemediğim anlar eskisinden fazla olmaya başladı. Bunun iyiye alamet olmadığının farkındayım ve bunları yine makarna yaparken düşünüyorum. Burada bir örneğini görebileceğiniz gibi, makarna yapmak kafamı açan aktiviteler arasındadır.


Zaten genel olarak küçük şölenleri ve mütevazı ritüelleri olan biriydim ve uzun zamandır bunların en basiti olan hafta sonu deniz kenarı/doğa yürüyüşlerimi bile yapamıyorum. O yüzden saklı tuttuğum şikayet hakkım işte bugün burada gerçekleşiyor. Yanımda biri olsa höykürerek sarılıp ağlayabilirdim de belki. Hamilelerin aşerme dönemi gibi son derece geçerli ama şüphesiz çok daha sevimsiz bir pandemi mazeretimiz var ne de olsa. Bu dönem böyle duygu değişiklikleri, ani patlamalar olabilir.


Yani sözün özü, sıkıldım ve duygusal olarak yoruldum. İyice kendimize dönmemiz, bu derece bireyselleşme benim için bile fazla oldu. Tüm iletişimin tamamen sanal mecralar üzerinden yürüyor olması, kendimle hiç bağdaştıramadığım bir yapaylık getirdi üzerime. Bir tedirginlik. Bir bezginlik. Bir şeylere olan hissiyatım dengesizleştiği için gerçeklik olgusunu da sık sık karıştırır oldum.

 

Bir dönem yalnızlığı kaldıramamama rağmen, yalnızlıkta diretiyordum. Fakat artık öyle değil. Makarnada derinleşirken şöyle düşünüyorum: Pek çok noktada buluşabilen ve orada zenginleşen iki insanın sürekli bir şimdiki zamanda var olması düpedüz aşk olsa gerek? Bunu düşünürken kendi adıma mutluyum.

 

Bu esnada makarnam pişiyor ve ben belki daha sonra biraz daha derinleştireceğim bu düşünceyi burada sonlandırıyorum.


Şu an içten bir şekilde tek bir şey geçiyor içimden: Hafif esintili ve serin bir akşamda, denizi gören sakin bir mekanda hafif hafif demlenerek zamanı birkaç saatliğine durdurmak. Arkada da bu çalıyor olsun mesela.


Çünkü var bir hayalimiz.

Yazı: Blog2_Post
bottom of page